Gıda Takviyeleri Tüp Bebek Başarısını Arttırır mı?

Gıda takviyelerine bizleri yönlendiren en önemli etken; “Ağızdan bir şey kullanayım ve iyileşeyim” düşüncesi ayrıca bu kullanım şeklinin en pratik ve zahmetsiz olması olabilir Bu doğru Çünkü vücudumuza aldığımız her şey metabolizmamızı etkiliyor ve bunun birinci sorumlusu bizler olsak da, doğduğumuz andan itibaren yaşımıza göre alışılmış bir beslenme düzeni ile yaşıyoruz. Halbuki bundan yüzler hatta binlerce yıl önce, beslenme şekli böyle değildi.
Peki nasıldı? diye soranlar için ‘The Evolution of Diet – National Geographic’ isimli bu yazıdan faydalabilirsiniz. Çoğumuz yediğimiz yemeklerde bulunan vitamin, mineral, protein vs. miktarlarını ve ihtiyacımız olanı merak ediyoruz değil mi?
Fakat kendimizi sağlıklı hissettiğimiz zamanlarda ihtiyacımızı karşıladığımızı düşünüyoruz.

Ancak üreme fonksiyonlarımızın doğru devam etmesi için ihtiyacımızın ne olduğunu nasıl anlayacağız? Tam da bu noktada bilime başvurmamız şart
Ben de Cochrane kütüphanesini, ASRM ve ESHRE kuruluşlarının yayınlarını kendim ve sizin için taradım.

  • Uzun zincirli omega-3 yağ asitlerinin kadın doğurganlığını iyileştirdiği görülüyor.
  • D vitamini, eksiklik olmadığında insan doğurganlığında önemli bir rol oynuyor gibi görünmemektedir.
  • Özellikle nöral tüp defektlerinin önlenmesi için önerilenden daha yüksek dozlarda ek folik asit alımı, sürekli olarak daha düşük kısırlık sıklığı, daha düşük gebelik kaybı riski ve kısırlık tedavisinde daha fazla başarı ile ilişkilendirilmiştir.
  • Deniz ürünlerini, kepekli tahılları,meyveleri ve sebzeleri tercih eden sağlıklı diyetlere bağlılık, kadınlarda daha iyi doğurganlık ve erkeklerde daha iyi semen kalitesi ile ilişkilidir.

Bir zamanlar üreme için toksik maddeler olarak öne sürülen süt ve soya, zayıf doğurganlıkla ilişkili bulunmamıştır Aslında, soya ve soya takviyeleri, kısırlık tedavisi gören kadınlar üzerinde faydalı bir etki gösteriyor gibi görünmektedir CoQ10 takviyesinin (In-vitro maturasyon esnasında), ileri yaş kadınlarda yumurta olgunlaşma oranlarını artırdığı ve sperm ile döllenme sonrası bozuk kromozomlu embriyo oluşma riskini azalttığı görülmektedir Burada bahsedilmeyen antioksidan ve vitaminleri gözardı etmiyorum Kanıt düzeyi daha yüksek olanları yazmayı daha uygun buldum, belirlenmiş günlük ihtiyaç dozu aşılmadığı sürece bir zararı olmadıkları yorumunu yapabilirim Bitkisel karışım kullanımı ise çok riskli bir alan İçinde ne olduğu, ne kadar miktarda olduğu, bir araya geldiklerinde nasıl reaksiyon gelişebileceği beni korkutuyor Ancak vücudumuza aldığımız her şeyin sorumlusu bizleriz. İsteyenler kullanabilir, tamamen karşı değilim 1000 kişiden biri fayda görecekse neden olmasın.

Son Yazılar;